Yıllar önce bir arkadaşımla konuşuyorduk. Yapmakta olduğum işlerle ilgili olarak kendi vizyonumu anlattığımda, yazan-çizen düşünür türden kişilerin kolay anlaşılamadıklarını ve maddî açıdan hep sıkıntı çektiklerini söyledi. Başka bir deyişle, kentsoylu ve varlıklı olmayan, sadece "zengin" olan kişilerin ortak düşüncesini dile getirmişti. Bu düşünceye göre, yabancı dil bilen birisi seminer vermemeli, çabucak para kazanmak için, ithalat-ihracat işine girmelidir! Sonradan bu kişinin benimle ilgili vizyonunun da aynı olduğunun farkına vardım. Çünkü benim kendi yolumda ilerlemem konusunda yardımcı olabilecek birisi olduğu hâlde, bu konuda hatırı sayılır bir çabası yoktu. Evet birkaç çabası olmuştu, ama bunlar onun gücünü yansıtmayacak türden ve küçük şeylerdi. Çünkü benimle ilgili olarak zihninde beslediği vizyonda, yazarak, konuşarak veya başka bir şekilde düşüncelerini paylaşan ve bu şekilde önemli yerlere gelen birisi yer almıyordu.
Benimle sohbet ediyor ve zamanını ayırıyordu. Gerek duyduğumda bir-iki kez bana ödünç para da vermişti. Fakat benim kendi yolumda ilerlemem konusunda hatırı sayılır bir çabası yoktu. Belli ki, o beni, benim kendimi gördüğüm yerlerde görmüyordu. Dolayısıyla beni o yerlere taşımak için yapabileceklerini yapmıyordu. Yazarların nahif insanlar olduğunu belirtiyordu. Ama “kasada fark ettirmediği hâlde” onunla saatlerimi geçiriyor olmamın da bir nahiflik işareti olduğunu görmüyordu. O benim ofisime gelmiyor, hep ben onun ofisine, onun evine veya ofisine yakın yerlere gidiyordum. Çünkü ben yazıp-çizen bir eğitimciydim, nahiftim ve vaktim vardı(!). Daha doğrusu vaktimi insanlara karşılıksız ayırabilirdim ve daha sonra da “yazarların ve eğitimcilerin” pek de "uyanık" olmadıkları gibi şeyleri dinleyecek sabra sahiptim!
Bu kişinin yapabileceği şeyler, benim alanımla ilgili kilit-önemli kişilerle tanıştırmak veya buna benzer şeyler olabilirdi… Başka bir deyişle istediğim şey "sadaka" değildi.
Beni olmak istediğim yerde göremeyen insanlara karşı bir kızgınlık beslemiyorum. Çünkü onların bu tavrında benim de katkım olabilir. Ama bazen: “Saatlerinizi kendisiyle harcamaya değer bulduğunuz birisinin vizyonuna katkıda bulunmak için hiç mi bir şey bulamıyorsunuz yahu” dediğim insanlar da olmuştur!
Dolayısıyla benimle ilgili vizyonları parlak olmayan veya beni desteklemeyen insanlarla daha az zaman geçirmeye başladım. Bunun yerine kendimi geliştirmeyi ve "nasıl daha iyi olabilirim?" sorusunun olası cevaplarını aramayı tercih ediyorum.
Sizinle ilgili vizyonlarının tatsız, kötümser ve umutsuz olduğunu fark ettiğiniz kişilerle ilişkileriniz askıya alın veya ilişkinizi kendi hâline bırakın derim. Bunu yapamazsanız, hiç değilse şuna dikkat edin: Onlarla kendi vizyonunuzu paylaşmayın; Böyle bir paylaşımdan kaçınmakla, hayalleriniz hakkında onların olumsuz bir şekilde konuşmalarını da engellemiş olursunuz.
Sözgelimi, İngilizce öğrenmek için çaba gösteriyorsunuz, düzenli olarak çalışıyorsunuz ve az-buçuk ilerleme de kaydediyorsunuz. Ama bir arkadaşınız sizin İngilizce öğreneceğinize inandığı için veya inanmadığı hâlde size yardımcı oluyor; Sözgelimi, yararlı olacağını düşündüğü kitapları size getiriyor veya size bu kaynakların adlarını veriyor veya hiçbir şey yapmasa da sizin viyonunuzla ilgili olarak olumsuz konuşmuyor. Bu türden bir arkadaşla ilginizi kesmenize gerek yok. Ama diyelim ki, bir başka arkadaşınız da sizin İngilizce öğrenemeyeceğinize inanmakla kalmıyor, bunu dile de getiriyor. Bu kişi, zaman içinde sizin İngilizce öğrenmenizi bir şekilde engellemeye de çalışabilir. Çünkü insanlar, inançlarını gerçekleştirmek için farkında olmaksızın çabalarlar. Sizin, İngilizce öğrenmeniz konusundaki vizyonu "parazitli" olan birisinin tavırları da "parazitli" olacaktır. Bu durumda o kişiyle ilişkileriniz ölçülü olmalıdır.
“Şunlara dikkat etmedikçe, vizyonun gerçekleşmez. Aman dikkat et!” gibi şeyler söyleyen bir dostunuzsa sizi korumak istiyordur. Haklı eleştirileri olabilir. Bu eleştirilere kulak vermekte de yarar vardır. Bu türden arkadaşlar, sizin için birer danışman görevi de görebilirler ve çizginizi korumanız konusunda size yardımcı da olurlar.
Elbette, etrafınızı “dalkavuklarla” doldurun demiyorum. “Fantazi” denebilecek düzeyde “uçuk” hayallerinize destek veren "romantiklerden" de uzak durun derim. Dalkavukların tuzağına düşmüş birisiyle yakın zamanda tanışma şansım oldu. Bir yanıyla mükemmel olan ve zaten bu yanıyla bulunmaz bir hazine durumunda bulunan birisinin hiç de sahip olmadığı başka vasıflara nasıl sahiplendiğini gördüm. Bunun sebebi, "dalkavuk" arkadaşlarıydı. Bir yanıyla sınırsız bir takdiri hak eden bu insan, ona ait olmayan vasıfları sahiplendiği için “itici” birisi olarak tanımlanıyor. Etrafındaki “dalkavukların” ona ne yaptıklarını fark etmeden de, bu durum alsa düzelmeyecek.
Sizi aslında belki de bilmeden “kandırmaya” çalışan "romantikler" gibi sizin gerçekçi hayallerinizi ve hedeflerinizi hor gören “mantık küplerinden de” uzak durun derim. Gerçekleşmesi için her gün çabaladığınız, akılcı bir plan ve stratejiyle ilerlemeye devam ettiğiniz bir konuda size destek vermek yerine, size negatif şeyler söyleyen birisi sizin yakın dostluğunuzu hak etmiyor demektir. Elindeki imkânları size sunmaktan bir şekilde kaçınan kişiler de bu sınıfa dahildirler. Araya mesafe koymakta serbestsiniz ve hatta bu sizin için kaçınılmazdır.
Bu türden kişilerin sizin "menfaatçi" olduğunuzu ima etmelerine veya açıkça söylemelerine aldırmayın. Bu ifade, ilişkilerin maddî veya manevî olarak beslenmeleri gerektiğini göz ardı eden bütün "cimrilerin" ortak söylemidir.
Siz menfaatçi değilsiniz, aslında onlar cimridirler.
---------------------------
www.savassenel.com
---------------------------
Konuyla İlgili diğer yazılar, öneriler: Görmek istediğiniz linkin adını tıklayınız:
Vizyon ve Misyon
Vizyon ve Misyonumun Yazılı Olduğu Sayfa
İlişkilerinizin Her birisiyle İlgili Bir Vizyonunuz var mı?
Vizyon konusunda güzel bir film: October Sky: (Birkaç sahnesi çocuklar için uygun olmayabilir)
Eylemsiz olmamız Tarafsız olduğumuz anlamına gelir mi?
Bilgisayar siz daha vizyoner ve zeki birisi yapar mı?
Arkadaşlarımız bizi yalnız bırakmazlar mı?
Bugün Yolunuzda Yürüdünüz mü?
-----------
Konuyla ilgili film-kitap önerileri yapmak-almak ve yorumlarınız için:
savassenel@hotmail.com
savassenel@yahoo.com
Benimle sohbet ediyor ve zamanını ayırıyordu. Gerek duyduğumda bir-iki kez bana ödünç para da vermişti. Fakat benim kendi yolumda ilerlemem konusunda hatırı sayılır bir çabası yoktu. Belli ki, o beni, benim kendimi gördüğüm yerlerde görmüyordu. Dolayısıyla beni o yerlere taşımak için yapabileceklerini yapmıyordu. Yazarların nahif insanlar olduğunu belirtiyordu. Ama “kasada fark ettirmediği hâlde” onunla saatlerimi geçiriyor olmamın da bir nahiflik işareti olduğunu görmüyordu. O benim ofisime gelmiyor, hep ben onun ofisine, onun evine veya ofisine yakın yerlere gidiyordum. Çünkü ben yazıp-çizen bir eğitimciydim, nahiftim ve vaktim vardı(!). Daha doğrusu vaktimi insanlara karşılıksız ayırabilirdim ve daha sonra da “yazarların ve eğitimcilerin” pek de "uyanık" olmadıkları gibi şeyleri dinleyecek sabra sahiptim!
Bu kişinin yapabileceği şeyler, benim alanımla ilgili kilit-önemli kişilerle tanıştırmak veya buna benzer şeyler olabilirdi… Başka bir deyişle istediğim şey "sadaka" değildi.
Beni olmak istediğim yerde göremeyen insanlara karşı bir kızgınlık beslemiyorum. Çünkü onların bu tavrında benim de katkım olabilir. Ama bazen: “Saatlerinizi kendisiyle harcamaya değer bulduğunuz birisinin vizyonuna katkıda bulunmak için hiç mi bir şey bulamıyorsunuz yahu” dediğim insanlar da olmuştur!
Dolayısıyla benimle ilgili vizyonları parlak olmayan veya beni desteklemeyen insanlarla daha az zaman geçirmeye başladım. Bunun yerine kendimi geliştirmeyi ve "nasıl daha iyi olabilirim?" sorusunun olası cevaplarını aramayı tercih ediyorum.
Sizinle ilgili vizyonlarının tatsız, kötümser ve umutsuz olduğunu fark ettiğiniz kişilerle ilişkileriniz askıya alın veya ilişkinizi kendi hâline bırakın derim. Bunu yapamazsanız, hiç değilse şuna dikkat edin: Onlarla kendi vizyonunuzu paylaşmayın; Böyle bir paylaşımdan kaçınmakla, hayalleriniz hakkında onların olumsuz bir şekilde konuşmalarını da engellemiş olursunuz.
Sözgelimi, İngilizce öğrenmek için çaba gösteriyorsunuz, düzenli olarak çalışıyorsunuz ve az-buçuk ilerleme de kaydediyorsunuz. Ama bir arkadaşınız sizin İngilizce öğreneceğinize inandığı için veya inanmadığı hâlde size yardımcı oluyor; Sözgelimi, yararlı olacağını düşündüğü kitapları size getiriyor veya size bu kaynakların adlarını veriyor veya hiçbir şey yapmasa da sizin viyonunuzla ilgili olarak olumsuz konuşmuyor. Bu türden bir arkadaşla ilginizi kesmenize gerek yok. Ama diyelim ki, bir başka arkadaşınız da sizin İngilizce öğrenemeyeceğinize inanmakla kalmıyor, bunu dile de getiriyor. Bu kişi, zaman içinde sizin İngilizce öğrenmenizi bir şekilde engellemeye de çalışabilir. Çünkü insanlar, inançlarını gerçekleştirmek için farkında olmaksızın çabalarlar. Sizin, İngilizce öğrenmeniz konusundaki vizyonu "parazitli" olan birisinin tavırları da "parazitli" olacaktır. Bu durumda o kişiyle ilişkileriniz ölçülü olmalıdır.
“Şunlara dikkat etmedikçe, vizyonun gerçekleşmez. Aman dikkat et!” gibi şeyler söyleyen bir dostunuzsa sizi korumak istiyordur. Haklı eleştirileri olabilir. Bu eleştirilere kulak vermekte de yarar vardır. Bu türden arkadaşlar, sizin için birer danışman görevi de görebilirler ve çizginizi korumanız konusunda size yardımcı da olurlar.
Elbette, etrafınızı “dalkavuklarla” doldurun demiyorum. “Fantazi” denebilecek düzeyde “uçuk” hayallerinize destek veren "romantiklerden" de uzak durun derim. Dalkavukların tuzağına düşmüş birisiyle yakın zamanda tanışma şansım oldu. Bir yanıyla mükemmel olan ve zaten bu yanıyla bulunmaz bir hazine durumunda bulunan birisinin hiç de sahip olmadığı başka vasıflara nasıl sahiplendiğini gördüm. Bunun sebebi, "dalkavuk" arkadaşlarıydı. Bir yanıyla sınırsız bir takdiri hak eden bu insan, ona ait olmayan vasıfları sahiplendiği için “itici” birisi olarak tanımlanıyor. Etrafındaki “dalkavukların” ona ne yaptıklarını fark etmeden de, bu durum alsa düzelmeyecek.
Sizi aslında belki de bilmeden “kandırmaya” çalışan "romantikler" gibi sizin gerçekçi hayallerinizi ve hedeflerinizi hor gören “mantık küplerinden de” uzak durun derim. Gerçekleşmesi için her gün çabaladığınız, akılcı bir plan ve stratejiyle ilerlemeye devam ettiğiniz bir konuda size destek vermek yerine, size negatif şeyler söyleyen birisi sizin yakın dostluğunuzu hak etmiyor demektir. Elindeki imkânları size sunmaktan bir şekilde kaçınan kişiler de bu sınıfa dahildirler. Araya mesafe koymakta serbestsiniz ve hatta bu sizin için kaçınılmazdır.
Bu türden kişilerin sizin "menfaatçi" olduğunuzu ima etmelerine veya açıkça söylemelerine aldırmayın. Bu ifade, ilişkilerin maddî veya manevî olarak beslenmeleri gerektiğini göz ardı eden bütün "cimrilerin" ortak söylemidir.
Siz menfaatçi değilsiniz, aslında onlar cimridirler.
---------------------------
www.savassenel.com
---------------------------
Konuyla İlgili diğer yazılar, öneriler: Görmek istediğiniz linkin adını tıklayınız:
Vizyon ve Misyon
Vizyon ve Misyonumun Yazılı Olduğu Sayfa
İlişkilerinizin Her birisiyle İlgili Bir Vizyonunuz var mı?
Vizyon konusunda güzel bir film: October Sky: (Birkaç sahnesi çocuklar için uygun olmayabilir)
Eylemsiz olmamız Tarafsız olduğumuz anlamına gelir mi?
Bilgisayar siz daha vizyoner ve zeki birisi yapar mı?
Arkadaşlarımız bizi yalnız bırakmazlar mı?
Bugün Yolunuzda Yürüdünüz mü?
-----------
Konuyla ilgili film-kitap önerileri yapmak-almak ve yorumlarınız için:
savassenel@hotmail.com
savassenel@yahoo.com
No comments:
Post a Comment