Monday, April 21, 2008
HABERLEŞMEK, EN TABİÎ HAKKIMIZDIR DERİM BAŞKA ŞEY DEMEM!
Bir haber programını seyrederken, ilginç olaya tanık olmuştum. Bu haber, medya’nın insanları “gerzekleştirme” sürecinde nasıl bir role sahip olduğunu anlamam konusunda ilginç bir örnekti.
Yoksul olduğu için belediyeye başvuran ve çocuklarının bakımı konusunda yardım isteyen bir bayanın, bu görüşme sırasında cep telefonu çalmıştır. Haber programında bu durum bir “çelişki” olarak verilir. Yoksul olan bir insanın cep telefonu olmamalıdır. O zamanlar, ben de haberciye hak vermiştim. Ama şu anda bu yorumu çok “saçma” buluyorum.
Bir insan, yoksulsa ve bu durumdan kurtulmaya çalışıyorsa, bu, bazı kaynak kişilerle iletişim halinde olmasını gerektirir. Eğer bütün gün bir yerlere gidiyorsanız ve hareket halindeyseniz, insanlar size nasıl ulaşabilirler? Cep telefonu gibi bir araç varsa ve kendi bütçenize göre veya borç alarak bunlardan bir tane edinmeniz sizi ulaşılır kılıyorsa, neden bu cihazı kullanmayasınız? Cep telefonu çok pahalı bir cihaz mıdır?
Dilenci olmakla, yoksul olmayı karıştırmamakta yarar var derim. Zaman içinde şu kanıya vardım: Kim daha çaresiz bir şekilde dileniyorsa, ona para veriyorsunuz. Çünkü dilencinin tezgâhtarlığı ve ustalığı buradadır: Elinden geldiği kadar çaresiz görünmek. Eminim siz de zaman zaman dilencilere yardım yapıyorsanız, siz de en çaresiz şekilde yalvaranlardan etkileniyorsunuzdur. Fakat yoksul veya bir konuda yoksun olup bu durumdan kurtulmak isteyen insanları dilencilerle karıştırmamak gerekir. Onlar dilenci değillerdir.
Cep telefonu olan bir dilenciye sadaka vermek istemezsiniz. Ama yoksul olan ve “ucuz” bir model cep telefonu olan birisine yardım etmelisiniz. Çünkü yoksulluktan kurtulmanın en birinci ilkesi, çok insanlarla tanışmak ve “ulaşılabilir” olmaktır.
Tom Hanks Ve Catherine Zeta Johns’un başrollerini oynadıkları “Terminal” adlı filmde, Tom Hanks, iş başvurusu yapar ama ona ulaşmaları için verebileceği bir telefonu yoktur. Havaalanında bulunan ve halka açık telefonlardan birisinin numarasını verir. Sonra o telefonun yanında beklemeye başlar. “Telefon, her an çalabilir ve gelen aramayı kaçırabilirim” endişesiyle tuvalete bile gidemez. Sonra telefon çalar ve Tom Hanks’e işe başka birisinin alındığı söylenir. O da telefonu kapatır kapatmaz, koşarak tuvalete gider.
Cep telefonu, bilgisayar, fotoğraf makinesi gibi araçların sadece parası olan veya zengin kişilere has olduğunu düşünmek büyük bir yanlıştır. Yoksulluk veya parasızlık çeken birisinin yapması gereken ilk şey ne yapıp ne edip kart bastırmak ve bir cep telefonu edinmektir. Bundan sonra onun yetenekleri doğrultusunda üretmesini sağlayacak olan başka bir aracı belki borç alarak veya belki de hibe alarak edinmesidir.
Elbette yeterli geliri olmadığı hâlde, lüks telefonlar kullanmaktan söz etmiyorum. Ama yoksulluğunu veya içinde bulunduğu zor şartları aşmak isteyen insanların iletişim haklarını kullanmaları gerekir ve bu konuda teşvik edilmelidirler diye düşünüyorum.
--------------------------
www.savassenel.com
--------------------------
Konuyla İlgili diğer yazılar, öneriler: Görmek istediğiniz linkin adını tıklayınız:
Edinilmiş Gerzeklik” Konusunda Öneriler
”Edinilmiş Gerzeklik” Konusunda Yerli Televizyon Dizilerinin Rolü
Sanal Alemde Sohbet Etmenin İncelikleri
”Randevusuz Çıkmam!” Desem, Çok mu Havalı Olurum?
Sosyalleşmek Masraflıdır
-----------
Konuyla ilgili film-kitap önerileri yapmak-almak ve yorumlarınız için:
MSN: savassenel@hotmail.com
savassenel@yahoo.com
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Ben (vicdansız mıyım, neden bilmiyorum ama) hırpani görünümlü, gelen geçenden para isteyen insanlara yardımcı olmaktan olabildiğine çekiniyorum. Benim yardıma ihtiyacım olsa, bunu utana sıkıla isteyebilirim ancak. Hele ki sokaktan geçen insandan gayet rahatça, hatta hakkını istermişçesine para istemek ne demek...
ReplyDeleteYoksul insanlarımızın haberleşme hakkı pek tabii ki vardır, olmalıdır. Sırf haberleşme değil, başka 'lüks' görünen hakları da vardır. Sonuçta herkesin değer yargıları farklı. Örneğin kendileri yiyip içmeyip, evlatlarına en iyi bakımı, ilgiyi gösteren bir sürü ebeveyn var; onlar için de çocukları öncelikli.
Birbirimizi yargılamaya çok alışmışız sanırım. Kafamızın içi önyargılarla dolmuş.