Sunday, April 13, 2014

MUHAKEMESİZ TARAFTARLIĞIN-DİNDARLIĞIN SONU FANATİZMDİR


Bir keresinde bir İngilizce öğretmeniyle tanışmıştım. Bir öğrencinin durumunu sormak için tanıştığım bu kişinin Türkçesi o kadar kötüydü ki, ben olsam, bu kişinin İngilizceyi iyi bilip bilmediğiyle ilgilenmezdim ve çocuğuma o hocadan ders aldırmazdım. Bir yabancı hocanın Türkçe bilmesi şart değildir, ama Türkiye’de yaşamakta olan ve Türkçe konuşan bir öğretmen benim çocuğuma İngilizce dersi verecekse, önce kendi dilini düzgün konuşmalıdır!

Bunun gibi, konuşmalarında büyük mantık hataları yapan birisinden de, özellikle İslamî bilgiler almam. Çünkü mantık, İslam disiplininde temel konulardan birisidir ve muhakemesi zayıf birisinden dinî bilgi almak büyük yanlıştır. Çünkü İslam çok teferruatlı bir sistemdir ve zaten bu da bu dinin güzelliklerinden birisidir. Ama bir yandan da, teferruat demek, birbirine karıştırılabilecek, yanlış anlaşılabilecek ilkelerin söz konusu bulunması anlamına gelir. Bu da, yetkin olmayan ve sağlam bir muhakemeye sahip bulunmayan birisi için yanlış sonuçlara ulaşma ihtimalinin yüksek olması demektir! Dolayısıyla dinî bilgisi yüksek görünen birisinde, sağlam bir muhakeme bulunmuyorsa, bu kişi, “hayır” adına sizin manevi hayatınızı mahvedebilir!

Mesela bir insan, televizyon programlarına çıkan din adamlarını ihanet ve satılmışlıkla suçluyor ve bir süre sonra kendisi de televizyonlarda cirit atmaya başlıyorsa, burada mantıksızlık ve muhakemesizlik söz konusudur. Daha önce sıklıkla vurgulayıp-eleştirdiği bir şeyi, bugün kendisi sıklıkla yapıyorsa, bu durumda iki ihtimal vardır: Ya kendisi de “satılmıştır” veya ne konuştuğunu bilmeyen birisidir. Her iki durumda da, söz konusu kişinin muhakemesi zayıf demektir ve bu kişinin ilmî anlamda güvenirliği yoktur!

Radyoculuk ve Televizyonculuk günlerimden bilirim: Mikrofon veya kamera bazı insanlarda alkol tesiri yapar ve bu insanlar garip bir coşkuya kapılırlar. Kısacası size mikrofon uzatılması veya bir grup kişinin sizi dinlemesi, aslında size coşku veriyor olabilir. Bu arada siz de aslan gibi kükrerken, aslında, sonrasında bir aslanı takip eden sorumlulukların altında kalabilirsiniz! Hele internet çağında yapılan her iyi yayın, inanılmaz boyutlarda hayır getirirken, yapılan her hatalı yayın da yine inanılmaz boyutlarda vebal getirmektedir. İnternette yayınladığınız bir şeyi artık geri alamazsınız. Siz yayınlamış olduğunuz şeyi geri alsanız da, onu alıntı olarak yayınlamış olan kişilere ulaşıp o yayını kaldıramayabilirisiniz. İnternette yayınlanmış olan bir şeyi yayından kaldırabildiğinizi varsayalım. O yayını görmüş veya dinlemiş olan insanların kalplerinden ve zihinlerinde kalmış olan etkileri yok edemezsiniz! Ben fırından ekmek çalarsam, pişman olduğumda helallik almam kolaydır.  Çünkü tek bir muhatabım olur. Ama fırıncı ekmeğin gramajıyla oynarsa, onun ondan ekmek almış olan onca insanı bulup da helallik alması çok zordur ve hatta mümkün değildir. İşte internet yayıncılığı da ikinci örnekteki gibi bir şeydir!

Liderlik konusuna gelince, o daha çileli bir yoldur. Olur mu olur! Bir kedi de bir kez veya birkaç kez aslan gibi kükreyebilir. Ama bir aslan gibi, sürekli olarak tutarlıkla ve istikrarla yaşamak, muhakeme gerektirir; çok zordur ve bana göre büyük keramettir!

Savaş ŞENEL
İngilizce Eğitim Danışmanı
& İletişim ve Yazarlık Koçu
Bu yazıma eşlik eden albüm: Manu Chao: “Proxima Estacion: Esperanza”
Film önerim: “Allahın Sadık Kulu (2011)
Kitap önerim: Les Giblin: “İnsan İlişkilerinde Ustalık”
-----------------------------
Lütfen Facebook sayfamızı ziyaret edinizİletişim Okulu.
-----------------
İNGİLİZCE ÖĞRENİMİ VE ÖĞRETİMİ İLE İLGİLİ PAYLAŞIM SAYFALARIMIZ.
(İlginizi çeken konuya ait satırı tıklayınız)

Yüz yüze veya Online olarak verdiğimiz Dersler-Eğitimler


Facebook: Genel İngilizce Paylaşım Grubu

SAYFALARA VEYA YAZARA SPONSOR OLMAK İÇİN:

Sayfalara veya yazara sponsor veya destek olmak için bilgi
-----------------
Savaş ŞENEL
İngilizce Öğretmeni-Eğitim Danışmanı
İletişim ve Yazarlık Koçu
savassenel@yahoo.com
savassenel@savassenel.com

No comments:

Post a Comment